5 Haziran 2014 Perşembe

Mobilya Endüstrisinde CNC Tezgahların Önemi.



1. GİRİŞ


Bütün meslek alanlarında olduğu gibi mobilya sektöründe de dev yatırımlar yapmak için
Bilgisayar Destekli (CNC) tezgahlardan faydalanmak önemli bir koşul haline gelmiştir.
Bilgisayar Destekli tezgahlar ilk olarak 1960 yıllarında kullanılmaya başlanmış ve hızla gelişen
teknoloji ile birlikte çok yönlü CNC tezgahlardan günümüzde de önemli ölçüde
yararlanılmaktadır.

Günümüz üretim piyasasındaki rekabet, birim zamanında üretim miktarını artırarak sanayi maliyetini minimuma indirmeye neden olmuştur. Daha az işçilik, hatasız üretim ve zamandan
tasarrufun üretim maliyetini minimuma indireceği kaçınılmazdır. Ayrıca birim zamanındaki
üretim miktarının artırılması da üretici açısından önemli bir kazançtır. Özellikle mobilya
sektöründeki gelişmeler; mobilyaların günümüze ayak uydurmasını, hızlı ve kullanışlı bir
şekilde değişmesine yol açmıştır.

Belirtilen nedenlerden dolayı üretimde Bilgisayar Destekli (CNC) tezgahların kullanımı büyük
önem taşımaktadır. Bilgisayar Desteği, üretimde esnek olmayı sağlamıştır. Esnek üretim;
planlama ve kontrol sistemine gerek bırakmayan, otomatik fabrika tanımına kavramsal olarak
en yakın üretimdir [9].





2. MOBİLYA ENDÜSTRİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Yapılan ansiklopedik tanıma göre, ''mobilya: oturulan yerlerin süslenmesine ve çeşitli amaçlarla
donatılmasına yarayan eşyalardır''. Ancak, mobilyanın en geniş kapsamlı tanımı TS 4521'de
yapılmıştır. Buna göre mobilya; oturma, yemek yeme, çalışma, yatma gibi işlerin yapılmasında
kolaylık ve rahatlık sağlayan, parçaların büyük çoğunluğu masif ve/veya lifli yada yongalı tabakalı
ağaç malzemeden yapılan, taşınabilir veya sabit olarak kullanılan eşyalardır [6].

Endüstrinin mekanizasyonu ise öncelikle mobilyaya talebin artması ile başlamış ahşabın işlenebilme
olanaklarının araştırılması ve güç kaynaklarının (buhar gücü, elektrik enerjisi) bulunması ile
makinelerin gelişmesi güdümlenmiştir.

İlk gelişmeler öncelikle İngiltere ve Amerika'da daha sonra da Orta Avrupa'da gözlenmiştir. İngiliz
Jeremy Bentham'ın buluşu olan devirli makinenin ardından Mark Isambrad Brunel'in geliştirdiği
blok yapma makinesi kısa bir süre sonra daire testere makinesinin icat edilmesine neden olmuştur.
Bunlar daha çok gemi yapımında aşama kaydetmek için yapılan çalışmaların birer parçası olmalarına
rağmen mobilya üretim teknolojisi doğrudan bu bilgilerden yararlanmıştır.

Sparke (1986)e göre 1860'larda İngiltere'deki High Wylcombe firmaları buhar gücüyle işleyen mobilya üretimi için özel tasarlanmış makinelerle üretim yaptı. Bunlar arasında bugün aynı adla
anılan daire testere, şerit testere, torna/delik makinesi ve bir tür birleşme yöntemi olan kırlangıç
kuyruğu makinesi sayılabilir. Döşemeli mobilya üretimi ile birkaç işlevi içeren mobilyaların
tasarımlarına atıflar yaparak bu teknolojinin uygulamasında ve yayılmasında Amerika'nın Avrupa'ya
göre daha etkili olduğunu belirtmektedir. Çünkü 1860'lı yıllarda makineleşme hareketi ile gelişmenin
hızlandığı Amerika'da özellikle kerestenin bolluğu ve buharla işleyen makinelerin yardımı ile bu
ülkenin lüks zevkine cevap verecek üretimler gerçekleşmiştir.

1871'de Almanya'nın bağımsız olması ile birlikte endüstrileşme ve şehirleşme hızla gelişti. 1907'de
Deutsche Werkstatten'in oluşumu ile şehirlere yerleşen kesime uygun bedelle mobilya satmayı
amaçlayan dört fabrika kurularak mobilya üretmeye başladı. Ancak üretilen mobilyaların üst-orta
sınıfın beğenilerine cevap veren İngiltere'deki Liberty mağazalarında satılması nedeniyle bu hedefe
ulaşılamamıştır.

Gerçek anlamda fabrikasyon mobilyayı Avusturyalı Thonet 1857 yılında kurduğu fabrikasında
gerçekleştirdi ve uluslar arası pazara dağıttı. Kesilip bükülerek birleştirilen bu sistem standardizasyon
da beraberinde getirdi. Thınet, kendi üretimine uygun makine de üretmiştir. Oturma fondu ve
ayakların bükümünü yapan makineye çift bıçaklı bir testere monte ederek üretimin hızının artmasını
sağlamıştır. Lucie Smith (1959)'e göre 19.yüzyılın ilk yarısında mobilyada belli başlı
değişikliklerdir. Bu dönemle karşılaştırılabilecek tek dönemin 1945 sonrası dönem olduğu
söylenebilir. Çünkü Arts and Crafts hareketinin başlaması yeni mobilya tasarımlarını ve yeni mobilya
tekniklerini de beraberinde getirmiştir. 17.yüzyıldan itibaren görülen teknolojik ilerleme, bu dönemde
bırakılmış ve tekrar doğramacı (joiner) tekniğine dönülmüştür Bunun iki sebebi vardır: 


Dürüstlük adına hiçbir konstrüksiyonun gizlenmemesi,

Bir mobilyanın iyi kalitede üretilmesi ve kişiye doyum verebilmesi için tek bir zanaatkârın elinden çıkması gereğine duyulan inanç.

1907'de Almanya'da Werkbund kuruldu. Avusturya'da kurulan Wiener Werkstatte ile benzerlik gösteren bu kuruluşun amacı makine ile üretilecek biçimlerin niceliğini sorgulamaktı. Çünkü bu
gruba bağlı tasarımcılar endüstri ile yapılacak işbirliğinden verim alacaklarına inanıyorlardı. Bu
dönem birçok, tartışmalara sahne olduğu kadar değişik ülkelerde yapılan sergiler aracılığı ile hem
teknolojinin hem de stil arayışlarının ülkeler arası aktarımın yaşandığı bir dönemdir. Her ne kadar
ahşap işleyen makinelerde 18.yüzyılın sonundan başlayarak bir aşama gözlenmişse de mobilya
yapımında gerçek teknoloji devrimi yakın çağda gerçekleşmiştir. [7] 


3. CNC TEZGAHLARIN TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ

CNC makineler, adını İngilizce "Computer Nümerical Control" kelimelerinin baş harflerinden almış
olup, Türkçe'ye "Bilgisayar Destekli Sayısal Kontrollü Makineler" olarak çevrilebilir. CNC
makinelerde parça besleme, kesme ve işleme için gerekli tüm parça ve kesici hareketleri bir program
ile düzenlenip otomatik olarak yapılmaktadır.

İkinci dünya savaşından sonra uygulamaya konulan en önemli teknolojik gelişmelerden biri nümerik
sistemlerdir. Boole cebri ve elektroniğin bir sentezi olan bu sistemlerin bilgisayar ve nümerik
kontrollü sistemler olmak üzere iki uygulaması vardır. Devrim niteliği taşıyan her iki uygulama,
insanlığın öteden beri özlemini çektiği esnek otomasyonun hızlı gelişmesine ve tüm insan
faaliyetlerini kapsayacak şekilde yayılmasına neden olmuştur.

İlk Nümerik kontrollü tezgah; ABD'nin Savunma Bakanlığının bir siparişi üzerine, (Massachusetts
ınstitute of technoloji) teknoloji laboratuarlarında 1952 yılında, üç eksenli freze tezgahı şeklinde
meydana getirilmiştir. Ancak sanayi çapında ilk CNC tezgahı 1956 yılında yapılmış ve 1957 yılından
başlayarak fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Bu tarihten sonra NC ve daha sonra CNC sistemleri
gittikçe gelişmiş, tezgah dışında başka sistemlerde (ölçme, kaynak vb.) uygulamaya konulmuştur;
şöyle ki günümüzde takım tezgahların hemen tümü CNC şeklinde imal edilmektedir; çok az sayıda
konveksiyonel tezgah yapılmaktadır. İlk NC tezgahların kontrol sisteminde röle ve elektronik lamba
tekniği kullanılmıştır. Bunu transistörler, transistörlere dayalı entegre devreler ve mikroprosesörler 
izlemiştir. Bu gelişme tezgahların fonksiyonlarını, işleme ve karışık işlemler yapma kapasitelerini
artırmakla beraber, fiyatların düşmesine, kontrol sistemlerinin boyutlarının küçülmesine ve
programlama sistemlerinin basitleşmesine neden olmuştur.

1980 yıllarında mikroprosesör teknolojisinin gelişmesi ile, bu sistemler NC tezgahlarına uygulanmış ve CNC tezgahlar elde edilmiştir. Diğer taraftan bilgisayarların mühendislik alanlarına uygulanması
ile CAD (Bilgisayar Destekli Tasarım), CAM (Bilgisayar Destekli İmalat) ve bunların entegrasyonu
olan CAD-CAM sistemleri gelişmiştir. Bilindiği gibi CAD sistemi herhangi bir ürünün tasarımı
yapan, CAM sistemleri ise bilgisayarlarda NC veya CNC tezgah ve sistemler için NC programları
üreten sistemlerdir. Şöyle ki bu gelişme ile CNC tezgahlarına direkt olarak programın, CAM sistemi
ile üretilen bir bilgisayardan vermek mümkün olmuştur. Bu gelişme ile CAM-CNC veya CAD-
CAM-CNC entegrasyonu sağlanmıştır.

Bu gelişmelere paralel olarak tezgahların fonksiyonlarında da bir takım değişiklikler meydana gelmiştir. Buna göre tornalamanın yanı sıra frezeleme işlemi de yapan tornalama merkezleri ve
frezeleme ve delik işlemlerini yapan, freze ve borverg tezgahlarının yerine işleme merkezleri ortaya
çıkmıştır.

Aynı zamanda CNC tezgahların üretimde daha verimli kullanılması arayışları sürdürülmüş ve ilkin merkezi bir bilgisayardan kontrol edilen bir çok NC veya CNC tezgahlardan DNC (Direkt Nümerik
Kontrollü) ve daha sonra FMC (Esnek İmalat Hücreleri) sistemleri meydana getirilmiştir. FMC'ler
robot veya manipülatörlerle tezgah aralarında malzeme akışını sağlayan, takım ve parça tutturma ve
çözme işlemlerini otomatik olarak yapan bir merkezi bilgisayar ve bağımsız olarak programlanabilen
birkaç NC veya CNC tezgahtan meydana gelen bir ünitedir. Belirli bir düzene göre yerleştirilen
birkaç FMC ünitesinden, imalatta büyük esneklik sağlayan ve insan unsurunu önemli bir şekilde
bertaraf eden FMS (Esnek İmalat Sistemi) sistemleri meydana getirilmiştir.

Bu sistemlere insansız fabrikalar da denilmektedir. Bununla beraber imalat kısmını temsil eden FMS
ile birlikte, kalite kontrol, malzeme stok kontrolü, pazarlama, muhasebe kısımları da entegre edilen
ve CIM (Bütünleşik İmalat Sistemleri) adını taşıyan fabrikalar vardır. Ancak CIM sistemleri
günümüzde tam olarak oturtulmamıştır [2].


4.TÜRK MOBİLYA ENDÜSTRİSİNDE CNC (Computurised Numerical Kontrol)
MAKİNELERİN KULLANIMI VE SERİ ÜRETİM SİSTEMLERİNE ENTEGRASYONU

Üretim gibi çok karmaşık bir faaliyetin, ciddi ve hassas bir şekilde planlanması ve bütün süreç
boyunca gerçekçi olarak kontrol edilmesi gerekir. Bilindiği gibi üretim, talep tahminlerinden
başlayarak üretim teknolojisiyle ilgili bilgiler ihtiva eden ürün tasarımları üretim ve işlem sıralarının
tespiti, malzeme, kapasite ve personel ihtiyaçlarını planlanması, maliyet analizleri, stok ve envanter
planlaması atölyeler arası iş takibi vb. gibi çok çeşitli faaliyetlerin belirli bir entegrasyon içinde
gerçekleştirilmesiyle mümkün olmaktadır. İşletmelerde verimi ve üretimi birinci derecede etkileyen
unsurun insan faktörü olduğu bilinmektedir. Fabrikalarda mümkün olduğunca otomasyona ve seri
üretime dayalı üretim sistemleri tercih edilmektedir. Bir diğer taraftan da esnek imalat sistemleri ile
bilgisayarla nümerik kontrolü (CNC) ve direkt nümerik kontrolü (DNC) makineler otomatik
malzeme aktarma sistemleri, otomatik takım değiştirme sistemleri, otomatik malzeme aktarma
sistemleri, otomatik malzeme aktarma sistemleri, otomatik takım değiştirme sistemleri, otomatik
yükleme ve boşaltma sistemlerinden yararlanılmalıdır. Zira artık geleceğin fabrikalarında iş görenler
işleri yapanlar dağılışların akışını gözleyenler, bilgisayar klavyelerinde bazı komutlara basanlar ve
sonucu ekranda izleyenler olacaktır. Ancak burada bir hatanın veya yanlış anlaşılmanın olmaması
bakımından bir hatırlatma yapmak gerekir. O da şu soruda yatar; insan önemsizleşiyor mu?
Kesinlikle bu düşünülmemesi gereken bir husustur. Zira insanın kıymeti daha çok artıyor ve
"enformasyon", "bilgi üretimi" gibi temel esasları yine insan üretecektir. Bir diğer yandan da insan,
makineleri, otomasyonu ve ürün miktarı ile kalitesini izleyecektir. Tabi ki gerektiğinde müdahale
edecektir ve hata gördüğünde sistemi durduracaktır. Yani burada insan daha ziyade yönlendirici

olacak ve iş daha zevkli olacaktır.[9] 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder