1. GİRİŞ
Bütün meslek alanlarında olduğu gibi mobilya sektöründe de dev yatırımlar
yapmak için
Bilgisayar Destekli (CNC) tezgahlardan faydalanmak önemli bir koşul
haline gelmiştir.
Bilgisayar Destekli tezgahlar ilk olarak 1960 yıllarında kullanılmaya başlanmış
ve hızla gelişen
teknoloji ile birlikte çok yönlü CNC tezgahlardan günümüzde de önemli
ölçüde
yararlanılmaktadır.
Günümüz üretim piyasasındaki rekabet, birim zamanında üretim miktarını
artırarak sanayi maliyetini minimuma indirmeye
neden olmuştur. Daha az işçilik, hatasız üretim ve zamandan
tasarrufun üretim maliyetini minimuma indireceği kaçınılmazdır. Ayrıca
birim zamanındaki
üretim miktarının artırılması da üretici açısından önemli bir kazançtır.
Özellikle mobilya
sektöründeki gelişmeler; mobilyaların günümüze ayak uydurmasını, hızlı ve
kullanışlı bir
şekilde değişmesine yol açmıştır.
Belirtilen nedenlerden dolayı üretimde Bilgisayar Destekli (CNC)
tezgahların kullanımı büyük
önem taşımaktadır. Bilgisayar Desteği, üretimde esnek olmayı sağlamıştır.
Esnek üretim;
planlama ve kontrol sistemine gerek bırakmayan, otomatik fabrika tanımına
kavramsal olarak
en yakın üretimdir [9].
2. MOBİLYA ENDÜSTRİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Yapılan
ansiklopedik tanıma göre, ''mobilya: oturulan yerlerin süslenmesine ve çeşitli
amaçlarla
donatılmasına
yarayan eşyalardır''. Ancak, mobilyanın en geniş kapsamlı tanımı TS 4521'de
yapılmıştır. Buna
göre mobilya; oturma, yemek yeme, çalışma, yatma gibi işlerin yapılmasında
kolaylık ve
rahatlık sağlayan, parçaların büyük çoğunluğu masif ve/veya lifli yada yongalı
tabakalı
ağaç malzemeden
yapılan, taşınabilir veya sabit olarak kullanılan eşyalardır [6].
Endüstrinin
mekanizasyonu ise öncelikle mobilyaya talebin artması ile başlamış ahşabın işlenebilme
olanaklarının
araştırılması ve güç kaynaklarının (buhar gücü, elektrik enerjisi) bulunması
ile
makinelerin gelişmesi
güdümlenmiştir.
İlk gelişmeler
öncelikle İngiltere ve Amerika'da daha sonra da Orta Avrupa'da gözlenmiştir. İngiliz
Jeremy Bentham'ın
buluşu olan devirli makinenin ardından Mark Isambrad Brunel'in geliştirdiği
blok yapma
makinesi kısa bir süre sonra daire testere makinesinin icat edilmesine neden
olmuştur.
Bunlar daha çok
gemi yapımında aşama kaydetmek için yapılan çalışmaların birer parçası olmalarına
rağmen mobilya
üretim teknolojisi doğrudan bu bilgilerden yararlanmıştır.
Sparke (1986)e
göre 1860'larda İngiltere'deki High Wylcombe firmaları buhar gücüyle işleyen mobilya üretimi
için özel tasarlanmış makinelerle üretim yaptı. Bunlar arasında bugün aynı adla
anılan daire
testere, şerit testere, torna/delik makinesi ve bir tür birleşme yöntemi olan kırlangıç
kuyruğu makinesi
sayılabilir. Döşemeli mobilya üretimi ile birkaç işlevi içeren mobilyaların
tasarımlarına atıflar
yaparak bu teknolojinin uygulamasında ve yayılmasında Amerika'nın Avrupa'ya
göre daha etkili
olduğunu belirtmektedir. Çünkü 1860'lı yıllarda makineleşme hareketi ile gelişmenin
hızlandığı
Amerika'da özellikle kerestenin bolluğu ve buharla işleyen makinelerin yardımı
ile bu
ülkenin lüks zevkine cevap verecek üretimler gerçekleşmiştir.
1871'de Almanya'nın
bağımsız olması ile birlikte endüstrileşme ve şehirleşme hızla gelişti. 1907'de
Deutsche
Werkstatten'in oluşumu ile şehirlere yerleşen kesime uygun bedelle mobilya
satmayı
amaçlayan dört
fabrika kurularak mobilya üretmeye başladı. Ancak üretilen mobilyaların
üst-orta
sınıfın beğenilerine
cevap veren İngiltere'deki Liberty mağazalarında satılması nedeniyle bu hedefe
ulaşılamamıştır.
Gerçek anlamda
fabrikasyon mobilyayı Avusturyalı Thonet 1857 yılında kurduğu fabrikasında
gerçekleştirdi ve
uluslar arası pazara dağıttı. Kesilip bükülerek birleştirilen bu sistem
standardizasyon
da beraberinde
getirdi. Thınet, kendi üretimine uygun makine de üretmiştir. Oturma fondu ve
ayakların
bükümünü yapan makineye çift bıçaklı bir testere monte ederek üretimin hızının
artmasını
sağlamıştır.
Lucie Smith (1959)'e göre 19.yüzyılın ilk yarısında mobilyada belli başlı
değişikliklerdir.
Bu dönemle karşılaştırılabilecek tek dönemin 1945 sonrası dönem olduğu
söylenebilir.
Çünkü Arts and Crafts hareketinin başlaması yeni mobilya tasarımlarını ve yeni
mobilya
tekniklerini de
beraberinde getirmiştir. 17.yüzyıldan itibaren görülen teknolojik ilerleme, bu
dönemde
bırakılmış ve
tekrar doğramacı (joiner) tekniğine dönülmüştür Bunun iki sebebi vardır:
Dürüstlük adına hiçbir konstrüksiyonun gizlenmemesi,
Bir mobilyanın
iyi kalitede üretilmesi ve kişiye doyum verebilmesi için tek bir zanaatkârın elinden çıkması
gereğine duyulan inanç.
1907'de
Almanya'da Werkbund kuruldu. Avusturya'da kurulan Wiener Werkstatte ile
benzerlik gösteren bu kuruluşun amacı makine ile üretilecek biçimlerin niceliğini
sorgulamaktı. Çünkü bu
gruba bağlı
tasarımcılar endüstri ile yapılacak işbirliğinden verim alacaklarına inanıyorlardı.
Bu
dönem birçok,
tartışmalara sahne olduğu kadar değişik ülkelerde yapılan sergiler aracılığı
ile hem
teknolojinin hem
de stil arayışlarının ülkeler arası aktarımın yaşandığı bir dönemdir. Her ne
kadar
ahşap işleyen
makinelerde 18.yüzyılın sonundan başlayarak bir aşama gözlenmişse de mobilya
yapımında gerçek
teknoloji devrimi yakın çağda gerçekleşmiştir. [7]
3. CNC TEZGAHLARIN TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ
CNC makineler, adını
İngilizce "Computer Nümerical Control" kelimelerinin baş harflerinden
almış
olup, Türkçe'ye
"Bilgisayar Destekli Sayısal Kontrollü Makineler" olarak
çevrilebilir. CNC
makinelerde parça
besleme, kesme ve işleme için gerekli tüm parça ve kesici hareketleri bir
program
ile düzenlenip
otomatik olarak yapılmaktadır.
İkinci dünya
savaşından sonra uygulamaya konulan en önemli teknolojik gelişmelerden biri
nümerik
sistemlerdir.
Boole cebri ve elektroniğin bir sentezi olan bu sistemlerin bilgisayar ve
nümerik
kontrollü
sistemler olmak üzere iki uygulaması vardır. Devrim niteliği taşıyan her iki
uygulama,
insanlığın
öteden beri özlemini çektiği esnek otomasyonun hızlı gelişmesine ve tüm insan
faaliyetlerini
kapsayacak şekilde yayılmasına neden olmuştur.
İlk Nümerik
kontrollü tezgah; ABD'nin Savunma Bakanlığının bir siparişi üzerine,
(Massachusetts
ınstitute of
technoloji) teknoloji laboratuarlarında 1952 yılında, üç eksenli freze tezgahı şeklinde
meydana
getirilmiştir. Ancak sanayi çapında ilk CNC tezgahı 1956 yılında yapılmış ve
1957 yılından
başlayarak
fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Bu tarihten sonra NC ve daha sonra CNC
sistemleri
gittikçe gelişmiş,
tezgah dışında başka sistemlerde (ölçme, kaynak vb.) uygulamaya konulmuştur;
şöyle ki
günümüzde takım tezgahların hemen tümü CNC şeklinde imal edilmektedir; çok az
sayıda
konveksiyonel
tezgah yapılmaktadır. İlk NC tezgahların kontrol sisteminde röle ve elektronik
lamba
tekniği kullanılmıştır.
Bunu transistörler, transistörlere dayalı entegre devreler ve mikroprosesörler
izlemiştir. Bu
gelişme tezgahların fonksiyonlarını, işleme ve karışık işlemler yapma
kapasitelerini
artırmakla
beraber, fiyatların düşmesine, kontrol sistemlerinin boyutlarının küçülmesine
ve
programlama
sistemlerinin basitleşmesine neden olmuştur.
1980 yıllarında
mikroprosesör teknolojisinin gelişmesi ile, bu sistemler NC tezgahlarına
uygulanmış ve CNC tezgahlar elde edilmiştir. Diğer taraftan bilgisayarların
mühendislik alanlarına uygulanması
ile CAD
(Bilgisayar Destekli Tasarım), CAM (Bilgisayar Destekli İmalat) ve bunların
entegrasyonu
olan CAD-CAM
sistemleri gelişmiştir. Bilindiği gibi CAD sistemi herhangi bir ürünün tasarımı
yapan, CAM
sistemleri ise bilgisayarlarda NC veya CNC tezgah ve sistemler için NC
programları
üreten
sistemlerdir. Şöyle ki bu gelişme ile CNC tezgahlarına direkt olarak programın,
CAM sistemi
ile üretilen bir
bilgisayardan vermek mümkün olmuştur. Bu gelişme ile CAM-CNC veya CAD-
CAM-CNC
entegrasyonu sağlanmıştır.
Bu gelişmelere
paralel olarak tezgahların fonksiyonlarında da bir takım değişiklikler meydana gelmiştir. Buna
göre tornalamanın yanı sıra frezeleme işlemi de yapan tornalama merkezleri ve
frezeleme ve
delik işlemlerini yapan, freze ve borverg tezgahlarının yerine işleme
merkezleri ortaya
çıkmıştır.
Aynı zamanda CNC
tezgahların üretimde daha verimli kullanılması arayışları sürdürülmüş ve ilkin merkezi bir
bilgisayardan kontrol edilen bir çok NC veya CNC tezgahlardan DNC (Direkt
Nümerik
Kontrollü) ve
daha sonra FMC (Esnek İmalat Hücreleri) sistemleri meydana getirilmiştir.
FMC'ler
robot veya
manipülatörlerle tezgah aralarında malzeme akışını sağlayan, takım ve parça
tutturma ve
çözme işlemlerini
otomatik olarak yapan bir merkezi bilgisayar ve bağımsız olarak
programlanabilen
birkaç NC veya
CNC tezgahtan meydana gelen bir ünitedir. Belirli bir düzene göre yerleştirilen
birkaç FMC
ünitesinden, imalatta büyük esneklik sağlayan ve insan unsurunu önemli bir şekilde
bertaraf eden FMS
(Esnek İmalat Sistemi) sistemleri meydana getirilmiştir.
Bu sistemlere
insansız fabrikalar da denilmektedir. Bununla beraber imalat kısmını temsil
eden FMS
ile birlikte,
kalite kontrol, malzeme stok kontrolü, pazarlama, muhasebe kısımları da entegre
edilen
ve CIM (Bütünleşik
İmalat Sistemleri) adını taşıyan fabrikalar vardır. Ancak CIM sistemleri
günümüzde tam
olarak oturtulmamıştır [2].
4.TÜRK MOBİLYA ENDÜSTRİSİNDE CNC (Computurised Numerical Kontrol)
MAKİNELERİN KULLANIMI VE SERİ ÜRETİM SİSTEMLERİNE ENTEGRASYONU
Üretim gibi çok
karmaşık bir faaliyetin, ciddi ve hassas bir şekilde planlanması ve bütün süreç
boyunca gerçekçi
olarak kontrol edilmesi gerekir. Bilindiği gibi üretim, talep tahminlerinden
başlayarak üretim
teknolojisiyle ilgili bilgiler ihtiva eden ürün tasarımları üretim ve işlem sıralarının
tespiti,
malzeme, kapasite ve personel ihtiyaçlarını planlanması, maliyet analizleri,
stok ve envanter
planlaması
atölyeler arası iş takibi vb. gibi çok çeşitli faaliyetlerin belirli bir
entegrasyon içinde
gerçekleştirilmesiyle
mümkün olmaktadır. İşletmelerde verimi ve üretimi birinci derecede etkileyen
unsurun insan
faktörü olduğu bilinmektedir. Fabrikalarda mümkün olduğunca otomasyona ve seri
üretime dayalı
üretim sistemleri tercih edilmektedir. Bir diğer taraftan da esnek imalat
sistemleri ile
bilgisayarla
nümerik kontrolü (CNC) ve direkt nümerik kontrolü (DNC) makineler otomatik
malzeme aktarma
sistemleri, otomatik takım değiştirme sistemleri, otomatik malzeme aktarma
sistemleri,
otomatik malzeme aktarma sistemleri, otomatik takım değiştirme sistemleri,
otomatik
yükleme ve boşaltma
sistemlerinden yararlanılmalıdır. Zira artık geleceğin fabrikalarında iş
görenler
işleri yapanlar
dağılışların akışını gözleyenler, bilgisayar klavyelerinde bazı komutlara
basanlar ve
sonucu ekranda
izleyenler olacaktır. Ancak burada bir hatanın veya yanlış anlaşılmanın olmaması
bakımından bir
hatırlatma yapmak gerekir. O da şu soruda yatar; insan önemsizleşiyor mu?
Kesinlikle bu düşünülmemesi
gereken bir husustur. Zira insanın kıymeti daha çok artıyor ve
"enformasyon",
"bilgi üretimi" gibi temel esasları yine insan üretecektir. Bir diğer
yandan da insan,
makineleri,
otomasyonu ve ürün miktarı ile kalitesini izleyecektir. Tabi ki gerektiğinde
müdahale
edecektir ve hata
gördüğünde sistemi durduracaktır. Yani burada insan daha ziyade yönlendirici
olacak ve iş daha zevkli olacaktır.[9]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder